.jpg)
19 Eylül 2008 Cuma
14 Şubat 2008 Perşembe
Sarıveliler Uğurlu Köyü İlkokulu 1972

35 YILLIK HATIRA
Bu resmi ben ilkokul 3. Ya da 4.sınıfta çekildiğimizi sanıyorum. Burası uğurlu köyü ilkokulu. Öncelikle öğretmenleri hatırlıyorum. Ortada duran EMEL YILMAZ. Emel öğretmen İlamos’lu dur. Yani yarı İlamos’lu. Babasının adının SAİT olduğunu hatırlıyorum.Sanıyorum bir alacak verecek meselesinden dolayı Tarsus’ta öldürülmüş. Emel öğretmen bizim köye öğretmen olarak geldiğinde babası yoktu. Annesi, bir kız kardeşi (Melek) ve birde erkek kardeşi (Attila) vardı. Emel öğretmeni, ince uzun boyu, omuzlarından aşağıya sarkan düz ve uzun saçları ile hatırlıyorum. Yeni mezun ve bekardı. O zamanlar, Emel öğretmen bir güzellik abidesi idi. Benim dersime birkaç yıl girdi. Çok efendi, Çalışkan ve temiz bir insandı. Deli Hüseyin’in bakkal dükkanının üzerinde oturuyorlardı. Kardeşi Attila, benim sınıf arkadaşım. Beraber okuduk. Kardeşi Melek, bizden büyüktü. Sanıyorum hemşirelik okulunda okuyordu. Ben Emel öğretmenimden çok şey öğrendim. Onu hiç bir zaman unutamam. Emel öğretmen benim de uzaktan akrabam. Köygedik yolundan çambayrına inerken ardıçların arasında DELİ HACI’ nın mezarı vardır. Bu insan benim babamın dayısı olur. Emel öğretmenin de yakın akrabası. Emel öğretmeni ben hiç unutamam. Çünkü babam ile anlaşmışlar, beni 4. Sınıfta, sınıfta bırakmışlardı.
Ortadakilerden gür saçlı olan MUSTAFA KALAY . Namı değer MUĞLALI. Çok kaliteli bir öğretmendi. Adı Muğlalı kaldı. Herkes onu Muğlalı ismiyle tanır. Beni okutmadı ama çok severdi. Uzun yıllar bizim köyde öğretmenlik yaptı. Günder’ den birisiyle evlendi.Eşinin annesi Uğurlu’dan gelin gitmiş. Pıslı (Hüseyin Kılıç)’ nın kızı.Yani Hasan Kılıç (Pıslı Hasanı)’ın ablasının kızı. Yani Köyümüzün eniştesi. 35 yıldır hiç görmedim. Çok özledim.
Öğretmenlerden sağda olan ise tam emin değilim ama ŞÜKRÜ ALDEMİR olması lazım. Şükrü Aldemir(geçen ay öldüğünü duydum, doğruysa Allahtan rahmet , yanlış ise Sağlıklı,huzurlu yıllar dilerim.) Şükrü hocam köyde EĞİTMEN lakabıyla tanınır.O zamanlar ilkokulu bitirenleri eğitmen olarak atama yaparlardı. Şükrü öğretmenim de öyle. Ben ilkokul birinci sınıfı eğitmende okudum. O zaman okul iki binadan oluşuyordu. Birisi yeni olan ana bina, diğeri eski bina. Eski binanın bir kısmı odunluk olarak kullanılıyordu. Sınıfın içinden odunluğa geçilirdi. Eğitmen sınıfın önünde yerde bir minderin üstünde otururdu. Bizler sırada otururduk. Elinde kocaman bir sopayı hatırlıyorum. Ama sınıfın en yaramazı ben olduğum halde hiç dövdüğünü hatırlamam. Meşhur bir sözü vardı “Pilav düşmanlari” . "Badılcanı(dometes) önü,ne koyar,duz çanağını elinden alırım." Yani:tuzsuz domates yedirirm.Şükrü, Aldemir öğretmenimin hatıralarının önünde saygıyla eğilirim.
Bu resmi ben ilkokul 3. Ya da 4.sınıfta çekildiğimizi sanıyorum. Burası uğurlu köyü ilkokulu. Öncelikle öğretmenleri hatırlıyorum. Ortada duran EMEL YILMAZ. Emel öğretmen İlamos’lu dur. Yani yarı İlamos’lu. Babasının adının SAİT olduğunu hatırlıyorum.Sanıyorum bir alacak verecek meselesinden dolayı Tarsus’ta öldürülmüş. Emel öğretmen bizim köye öğretmen olarak geldiğinde babası yoktu. Annesi, bir kız kardeşi (Melek) ve birde erkek kardeşi (Attila) vardı. Emel öğretmeni, ince uzun boyu, omuzlarından aşağıya sarkan düz ve uzun saçları ile hatırlıyorum. Yeni mezun ve bekardı. O zamanlar, Emel öğretmen bir güzellik abidesi idi. Benim dersime birkaç yıl girdi. Çok efendi, Çalışkan ve temiz bir insandı. Deli Hüseyin’in bakkal dükkanının üzerinde oturuyorlardı. Kardeşi Attila, benim sınıf arkadaşım. Beraber okuduk. Kardeşi Melek, bizden büyüktü. Sanıyorum hemşirelik okulunda okuyordu. Ben Emel öğretmenimden çok şey öğrendim. Onu hiç bir zaman unutamam. Emel öğretmen benim de uzaktan akrabam. Köygedik yolundan çambayrına inerken ardıçların arasında DELİ HACI’ nın mezarı vardır. Bu insan benim babamın dayısı olur. Emel öğretmenin de yakın akrabası. Emel öğretmeni ben hiç unutamam. Çünkü babam ile anlaşmışlar, beni 4. Sınıfta, sınıfta bırakmışlardı.
Ortadakilerden gür saçlı olan MUSTAFA KALAY . Namı değer MUĞLALI. Çok kaliteli bir öğretmendi. Adı Muğlalı kaldı. Herkes onu Muğlalı ismiyle tanır. Beni okutmadı ama çok severdi. Uzun yıllar bizim köyde öğretmenlik yaptı. Günder’ den birisiyle evlendi.Eşinin annesi Uğurlu’dan gelin gitmiş. Pıslı (Hüseyin Kılıç)’ nın kızı.Yani Hasan Kılıç (Pıslı Hasanı)’ın ablasının kızı. Yani Köyümüzün eniştesi. 35 yıldır hiç görmedim. Çok özledim.
Öğretmenlerden sağda olan ise tam emin değilim ama ŞÜKRÜ ALDEMİR olması lazım. Şükrü Aldemir(geçen ay öldüğünü duydum, doğruysa Allahtan rahmet , yanlış ise Sağlıklı,huzurlu yıllar dilerim.) Şükrü hocam köyde EĞİTMEN lakabıyla tanınır.O zamanlar ilkokulu bitirenleri eğitmen olarak atama yaparlardı. Şükrü öğretmenim de öyle. Ben ilkokul birinci sınıfı eğitmende okudum. O zaman okul iki binadan oluşuyordu. Birisi yeni olan ana bina, diğeri eski bina. Eski binanın bir kısmı odunluk olarak kullanılıyordu. Sınıfın içinden odunluğa geçilirdi. Eğitmen sınıfın önünde yerde bir minderin üstünde otururdu. Bizler sırada otururduk. Elinde kocaman bir sopayı hatırlıyorum. Ama sınıfın en yaramazı ben olduğum halde hiç dövdüğünü hatırlamam. Meşhur bir sözü vardı “Pilav düşmanlari” . "Badılcanı(dometes) önü,ne koyar,duz çanağını elinden alırım." Yani:tuzsuz domates yedirirm.Şükrü, Aldemir öğretmenimin hatıralarının önünde saygıyla eğilirim.
Arkadaşlara gelince: önde ak donlu olan Hort Hüseyin'in İrbehim.Sağda beyaz önlüklü olan Bakıcının Özdoğan.Hemen akasındaki Heybeteki'nin Hayrettin. Emel öğretmenin koltuğundaki Cücük'ün Sema. Diğerlerini ben yazmıyorum. Mesala Sema'nın hemen solunda Zahide Karaslan var, onun yanında Gadıoğlu'n Şerif var. Zahide Karaslan'ın sesi nekadar güzeldi hatırlayan var mı?.
Ben burada kesmek istiyorum. Bundan sonra yorum sizin. Resmin biraz daha büyük şeklinihttp://www.mehmetorbay.net/ugurludagecmis.htm adresinde bulabilirsiniz. Saygı ve sevgilerimle.
2 Ocak 2008 Çarşamba
CANIM UĞURLU
Kuzguna yavrusu şahin görünürmüş.Alakabak, yavrusunu "ak kabağım deyi deyi severmiş. Sarıveliler ilçesi Uğurlu köyü benim için bir huzur yeri.Çünkü benim orada tamı tamına 10 yılım kaldı(şimdi 44 yaşımdayım). Entatlı en güzel 10 yılım. sevgilerim de oldu,nefretlerimde. Ketir gırında öküz de güttüm,aktasda öcük böcük de oynadım.Galedöşeğinde öküz güderken Halimiye'lilerden nohut bile çalıp,garamık çalısında ütüp yedim. Uğurlu için çok yazacağım çook.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

